Geçtiğimiz günlerde, AdWords Destek Ekibi'nin yardımı ile 'AdWords Efsanelerini Düzeltme Zamanı' başlıklı üç parçalık bir yazı dizisi yayınlamıştık. (Bölüm 1, Bölüm 2, Bölüm 3). Bugünkü yazımızda ise, 'AdWords Yanılgıları ve Gerçekler' ile reklam ajanslarının karşılaştığı bazı AdWords yanılgıları ve gerçekleri ele alacağız.

Her gün internet reklam ajansları AdWords ile ilgili çok yaygın yanılgılarla ve söylentilerle uğraşmaktadırlar. İster 'Kimse reklamları tıklamaz' gibi iddialar olsun, isterse 'SEM ile SEO arasındaki kavram karışıklığı' olsun, bugünkü blog yazımız ile, internet reklamcılığı konusundaki en yaygın yanlış anlamaları gidermeye ve söylentilere açıklık getirmeye çalışacağız.

"Arama motoru optimizasyonu ile AdWords arasındaki fark nedir?"

Reklam ajansları hemen hemen her gün SEM ile SEO kavramlarını karıştıran sorularla karşılaşmaktadır. Örneğin, telefonda arama motoru optimizasyonu (SEO) ile iligili bilgi isteyen müşteri, aslında arama moturu pazarlamacılığı (SEM) ve AdWords ile ilgilenmektedir. Müşteri SEM ile SEO kavramlarını birbirine karıştırmaktadır.

SEM "Search Engine Marketing" (Arama Motoru Pazarlamacılığı): Bir internet sitesinin arama sonuçları sayfasında reklam vererek siteye daha fazla trafik çekme işlemidir.
SEO "Search Engine Optimization" (Arama Motoru Optimizasyonu): Bir web sitesinin ücretsiz arama sonuçları sayfasındaki sıralamasının iyileştirilmesi işlemidir.

Sonuç olarak, arama motoru optimizasyonunun (SEO), Google AdWords reklamlarıyla bir alakası yoktur.

"Hangi teklif önerisi daha uygundur: Tıklama Başına Teklif (TBM) mı? Gösterim Başına Teklif (BGBM) mi?

Arama motoru reklamcılığının avantajı tıklama başına maliyet ödeme modelidir. Bu, müşterinin reklamın gösterildiği an, gösterim başına değil; reklamının tıklandığı an, tıklanması başına ödeme yaptığı anlamına gelir.

Genellikle gösterimler temel alınarak ödeme yapılan "geleneksel" çevrimiçi reklamcılıktan farklı olarak, AdWords müşterileri yalnızca, potansiyel bir müşteri (arama yapan kullanıcı) gerçekten reklamı tıklar ve bu şekilde, sunulan ürün ve hizmete yönelik somut bir ilgi gösterirse ödeme yapar. Önemli avantaj: Yalnızca web sitenizin gerçek ziyaretçileri için ödeme yapar ve reklam gösteriminin ölçümü zor etkileri için ödeme yapmazsınız.

Sonuç olarak, tıklama başına maliyet şeklindeki reklamcılık özellikle, satış veya olası satış gibi doğrudan pazarlamayı tercih eden reklamverenler arasında popülerdir. Diğer yandan, gösterimler temel alınarak ödeme yapılan reklamcılık özellikle marka bilinirliğini artırmak isteyen reklamverenler için uygundur. Bu durumda müşteriler genellikle, Google Görüntülü Reklam Ağı'nda gösterilebilen görüntülü reklamlardan yararlanır. Kısa süre önce kullanıma sunulan AdWords görüntüleme dönüşümü raporu bu türden reklamların başarısını ölçmeye olanak vermektedir. Rapor bu şekilde, eskiden beri var olan, ödemesi gösterimler temel alınarak yapılan reklamların başarısını ölçme sorununu giderir.

"Web sitem, ücretsiz arama sonuçlarında ilk sayfada görünüyor, SEM'e ihtiyacım yok."

Web siteleri organik arama sonuçlarında yüksek sıralamalara sahipse, web sitesi sahipleri genellikle, AdWords reklamlarından da yararlanmalarının gereksiz olduğunu düşünür. Ancak, bu aşamada "Katlamalı Etki" kuralını hatırlatmak isteriz. Bir web sitesine yönelik trafiğin, web sitesi her iki kanalda birden aynı anda (SEO ve SEM) yer aldığında (her bir kanalda ayrı ayrı yer aldığı durumun aksine) çok daha fazla olmasına neden olur. Bunun nedeni, bir web sitesi hem organik hem de ücretli arama sonuçlarında görünür olduğunda potansiyel bir müşteriye kazandırılan ek güven duygusudur. Sonuç olaraki SEO ve SEM aynı anda kullanmanızı öneririz.

"Bütçe hızla tükendi ve hiçbir sonuç göremedim!"

Müşterilerimizden bir çoğu AdWords'ü daha önce "kurcalamıştır". Deneyim, dönüşüm izleme ve hesap optimizasyonla ilgili bilgi eksikliği nedeniyle bütçe hızla tükenir. Bu nedenle, başarıları kesin olarak tespit etmek çok zordur ve kanal hiç kârlı olmadığı düşünülerek fazla hızlı bir şekilde başarısız olarak nitelendirilir. Ancak SEM, başka hiçbir kanalda olmayan bir şekilde, dönüşüm izleme ve Google Analytics kullanarak başarıyı ölçme fırsatı sunmaktadır.

 Başka bir sorun ise, müşterilerimizin çok sıklıkla yaptığı gibi çok düşük bütçe kullanımıdır. Rekabetin yüksek düzeyde olduğu bir sektörde reklam açık artırmasına katılmak istiyorsanız, yalnızca 100 TL harcayıp kanalın kârlılığıyla ilgili objektif bir yargıda bulunmanız genellikle mümkün değildir. Bu nedenle, rekabet ettiğiniz sektöre göre bir bütçe belirleyemenizi öneririz.

Önümüzdeki günlerde, bu yazı dizimizin ikinci bölümünü sizlerle paylaşacağız. İkinci yazımızı sakın kaçırmayın!
Esra Öğücü, Google AdWords Ekibi tarafından yayınlanmıştır.